Dolar 39.1371 Euro 44.7261 Altın 4236.649 Borsa 9277.01 Sterlin 53.2358 Brend 65.44
4 Haziran 2025 Çarşamba

Tezcan: Siyasi Yasak İddialarına Karşı Adayımız Net, İsteyen Gelsin!

KARAR TV'de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un ağırladığı CHP Aydın milletvekili Tezcan, İmamoğlu'nun diploma tartışmaları ve 23 Mart ön seçimleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Tezcan, siyasi yasak iddialarına dair, "Adayımız Ekrem İmamoğlu. Seçim gününe kadar cumhurbaşkanı adayımızla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Halk mı yoksa yargıyı kötüye kullananlar mı üstün gelecek?" ifadelerini kullandı.

Tezcan: Siyasi Yasak İddialarına Karşı Adayımız Net, İsteyen Gelsin!
17 Mart 2025 Pazartesi/17:02

ERCAN ÇANKAYA

CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, KARAR TV'de yayınlanan Bi' Karar Ver programında Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un konuğu olarak, gündemdeki önemli konulardan biri olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasına yönelik iddialar, CHP'nin 23 Mart'ta gerçekleştireceği ön seçimler ve ittifak tartışmaları hakkında yorumlarda bulundu.

KARAR yazarı Yıldıray Oğur’un, “2028 seçimleri için bir uzlaşma ve ‘ateşkes’ çağrısı” başlıklı bugünkü yazısını referans alarak Tezcan’a sorduğu Anayasa'nın 101. maddesinin değiştirilmesi konusundaki görüşleri, Tezcan'ın onay vermeyecekleri yönündeki ifadesi ile yanıtlandı.

'BİZ DE NEDEN ONAY VERELİM?'

Tezcan, programda Anayasa'nın “Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yüksek öğrenim görmüş, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kişi en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” ifadesini içeren 101. maddesinin kaldırılmasının, hem Erdoğan'ın üçüncü dönem adaylığı hem de İmamoğlu'nun diploma sorunlarıyla ilgili tartışmaları gereksiz hale getireceğini belirtti. Tezcan, “Erdoğan böyle bir uzlaşmaya evet der mi?” sorusuna, “Biz neden onay verelim?” yanıtını verdi.

'RESMİ BELGELERİ KORUMAK GEREK'

Tezcan, bu konuya dair düşücelerini şöyle aktardı:

“Elimizde mevcut bir Anayasa ve hukuk devleti var. Hukuku işletecek mekanizmalar zaten Türkiye'de mevcut. Ama birisinin gereksinimlerine cevap vermek için sistemde delikler açıyor ve durumu felç ediyoruz. Diploma meselesine gelince, bu durum 35 yıl önce gerçekleşti. Bu kadar zamanın ardından geri dönüş yapamazsınız; hukukun istikrarını zedelemezsiniz. Eğer bu kapıyı açarsanız, kimse resmi belgeleri ile ilgili güvenceye sahip olamaz. İmamoğlu'na yapılan eleştirilerde tapunuz iptal edilir, nüfus kaydınız geçersiz hale gelir, çocuğunuzun kimliği sorgulanır denildiğinde ne yapacaksınız?”

'İMAMOĞLU’NA MI SORULUR GERÇEKLER?'

Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) İmamoğlu'nun diplomasına ilişkin raporunu değerlendiren Tezcan, Kıbrıs'taki üniversiteden geçişte yaşanan sorunların sınava girenlerin bilgisi dışında olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

"YÖK'ün raporuna göre, fakülte geçişinin uygun olduğu belirtiliyor. Rektörlüğün hazırladığı 9 sayfalık raporda, 1990 yılındaki geçişin 1982 tarihli yatay geçiş yönetmeliğine göre yapıldığı yazıyor. Bu yönetmelikte denklik veya tanıma şartı aranmadığı açık. Üçüncü olarak, geçişin geçerli olabilmesi için öğrencinin not ortalamasının %60'ın üzerinde olması ve alttan dersi olmaması gerekiyor. Bu şartları sağlayanlar geçiş yapabilir. Yönetmelikten sonra tanıma ve denklik düzenlemeleri 2000 yılından itibaren yürürlüğe girmiştir.”

Tezcan, üniversiteden bu karar çıkaramadıklarında YÖK'te yeni bir heyet oluşturulduğunu, YÖK'ün ise İmamoğlu'nun başvurusunda sorun olmadığını belirttiğini vurguladı. "Evrakları gerçek, başvuru usulüne uygun, geçişte bir engel yok" diyerek, İmamoğlu'nun geçişi ile ilgili hiçbir sorun olmadığını kaydetti.

'ERDOĞAN CESARETLİ YARIŞAMI TERCİH ETMİYOR'

Tezcan, konuşmasına “Bu kadar teknik ayrıntılara girmeye gerek yok” diyerek devam etti ve meseleyi “milletin iyi bildiği” şeklinde özetledi:

“Gerçekten durum halk tarafından biliniyor. Erdoğan, cesurca bir yarış içine girmeyi arzulamıyor. Bu diploma tartışmaları daha önce de gündeme gelmişti. Erdoğan, bizlerle yarışırken diplomasının iptal edilmesi çağrısı yapılmıştı. CHP'nin bu konuya kurumsal olarak girdiğini görebilir misiniz? Hayır. Biz Erdoğan'ı sandıkta yeneceğiz.”

Erdoğan'ın hala bu mücadelede yenilmeyeceğini vurgulayan Tezcan, “Türkiye'nin sistemini Erdoğan'ın isteklerine göre değiştirmek mantıklı mı? Zaten problemli olan bir sistem mevcut. Üçüncü dönem onaylamak, sınırları kaldırmak daha da sorunlu bir sistem yaratır. Anayasa değişikliğine gideceksek, kuvvetler ayrılığına dayalı, denge ve denetim mekanizmaları olan bir sistemi oluşturmalıyız” dedi.

'ERKEN SEÇİMDE DESTEK VERMEYİZ'

Tezcan, “Erdoğan bir dönem daha Cumhurbaşkanlığı istiyorsa önünde iki anayasa yolu var. Biri, hemen erken seçim çağrısı yapıp bunu kabul ettirmesi. Bu durumda biz de bu öneriye katılırız. Ancak Erdoğan seçimi 2027 Kasım ayında yapmak istiyor. Kendini en uygun zamanda yeniden seçme amaçladığından, seçim zamanı geldiğinde biz destek vermeyeceğiz. Zamanında yaparız” şeklinde konuştu.

'B PLANINI KONUŞMAK A PLANINI NORMALLEŞTİRİR'

Tezcan, “Eğer İmamoğlu aday olamazsa CHP’nin B Planı var mı?” sorusuna, “Siyasetin B planını tartışmak, A Planını normalleştirmek demektir” yanıtını verdi. Tezcan, ayrıca şunları ekledi:

“Haklı bir süreçte adalet ve hukuksuzlukları tartışmamak demektir. Siyasetin kendi planlarını yapması gerekli. Ancak bizim odaklanmamız gereken konu, bu diplomanın iptal edilemeyeceğidir.”

“Buna rağmen iptal edilirse, hukuki bir süreç başlatacağız. Ayrıca yaşanan baskılar ile ilgili, Fakültenin dekanı topluma açıklama yaptığı dönemde benden baskının olduğu bilgisini verdi. Yargı için gönderilen hakim, kendi ailesi AK Parti’nin desteklediği birisiydi ancak durumu tersine çevirmek istemiyordu.”

'ERDOĞAN'IN KENDİ DİPLOMASI TARTIŞMALI'

Tezcan, Erdoğan'ın İmamoğlu’ndan büyük korku duyduğunu ve ‘Ahmak Davası’nın istinafta bozulma olasılığına karşı birkaç yerden bağlama çabası içinde olduğunu belirtti.

“Diploma Davası, Erdoğan’ın son çare olarak başvurabileceği bir yol. Kendi diplomasının durumu belirsiz” diyen Tezcan, “Ama biz, bunu siyasetin gündemine taşımadık. Erdoğan'ı biz sandıkta yeneceğiz. Onun diplomasını Yüksek Seçim Kurulu onaylamış, daha önce iki kez Cumhurbaşkanı seçilmiş. Sonuçta sahte diploma tartışmasına girmek istemiyoruz. Bizim diplomamız sahihdir. Hiçbir sorun yoktur. 1990 yılında geçiş işlemleri yapılmış ve sonraki YÖK kararlarında tanıma işleminin varlığı kabul edilmiştir.”

'BUNDAN DAHA BÜYÜK BİR BÖLÜCÜLÜK OLAMAZ'

CHP'li belediye başkanlarının görevden alınması ve DEM Partili belediyelere kayyum atanması konularında da Tezcan açıklamada bulundu:

“Savcılık kararlarında bulunan iddialara bakın. Kürt parti mensuplarının Batı'da seçilme şansının olmaması vurgulanıyor. Bunun üzerine Kürtler, CHP ile anlaşarak belediye meclislerinde yer almayı başardılar. Bu durum, barışçıl bir uzlaşma değil, tam aksi bir bölücülüğe işaret ediyor.”

'SANDIK MEŞRUİYETİN TEMEL NOKTASIDIR'

İmamoğlu’nun tek aday olmasına rağmen neden ön seçim yapıldığını sorgulayan Tezcan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde nasıl bir aday belirleniyorsa, CHP’de de aday tercihinin sandıkla gerçekleşeceğine vurgu yaptı. “Sandık, meşruiyetin temelidir” diyen Tezcan, “ister bir aday olsun ister iki veya üç; halk sandıklara gidecek” açıklamasını yaptı. “Bir partinin en meşru karar mekanizması, üyelerine danışmasıdır” şeklinde konuştu. 2023 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde farklı dinamiklerin yaşandığını belirten Tezcan, şöyle devam etti:

“O dönemde 6'lı Masa varken, kendi doktrinleri üzerinde karar almak için tüm partinin saygı gösterilmesi gerekti” dedi.

'ÖN SEÇİME KATILIM BEKLENTİSİ 1 MİLYONU GEÇECEK'

Değişim Kurultayı adı altında gerçekleştirilen CHP 38. Olağan Kurultayı’nda Özgür Özel’in sözlerinin önemine dikkat çeken Tezcan, ilk defa partinin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için tüm üyelerin aktif rol alacağını belirtti. Ö前 seçimlerde düşük katılım beklentilerine yanıt veren Tezcan, “Ciddi bir katılım olabileceğini şu andan görebiliyorum” diyerek katılımın 1 milyonu aşacağını öngördüğünü söyledi.

'ERKEN SEÇİMİN ADAYI ERKEN AÇIKLANMALI'

Mansur Yavaş’ın ön seçimlere katılmamasına ilişkin yorumlara da değinen Tezcan, “Mansur Bey'in duruşu kıymetlidir” diyerek ekledi:

“Mansur Bey, girmediği gibi tutumunu net bir şekilde ortaya koydu. Henüz erken olduğunu söylüyor.”

CHP'nin şu an sadece bir aday adayı olduğunu belirten Tezcan, “23 Mart’ta partimiz güçlü bir destekle cumhurbaşkanı adayı belirleyecek. Daha sonra ne olacağının konuşulmaya başlayacağını” ifade etti.

Adayın erken belirlenmesine yönelik eleştirilere yanıt veren Tezcan, “Erken seçimin adayının hızlıca belirlenmesi gerekir” ifadesini kullandı. “Adayımız ve politikalarımız ile erken seçime hazır olacağız” diyen Tezcan, “2023’te bu hatayı yaptık. Geçmişte seçimin adayının belirlenmesi daha erken olsaydı durum başka olurdu. Bu konuda hala ısrarcıyım” şeklinde konuştu.

TEK ADAMIN KARŞISINA TEK ADAY

Tezcan, Türkiye'deki siyasi sistemin değiştiği açıklamasında bulunarak, parlamenter sistemin verilerini kullanarak karar vermenin hatalı olduğunu kaydetti. “Parlamenter sistemde partiler arası rekabet bulunuyordu. O dönemde partilerin liderleri olsa dahi rekabet, partiler arasındaydı. Ancak şu anki sistemde, liderler ve Cumhurbaşkanı adayları arasında bir rekabet söz konusu” ifadelerini kullandı.

Tezcan şu şekilde devam etti:

“Rekabet artık partiler arasından çok, kişiler arasında. Cumhur İttifakı'ndaki aday belli, ama anayasanın gereği olarak aday olması imkansız. Buna rağmen orada bu durum yokmuş gibi görülüyor. Bizim buna karşı koyabileceğimiz, rekabeti dengeleyecek bir aday çıkarmamız şart. İki ya da üçten fazla isim önerdiğimizde medyada da, siyasetçilerde de bir tartışma yaşanır mı?”

'BU SİYASİ YASAKLARA KARŞI KOYARIZ'

Tezcan, siyasi yasak iddiaları ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: “Buyursunlar, bu iddiaları getirsinler. Bizim adayımız Ekrem İmamoğlu’dur. Seçim günü gelene kadar kampanyamızı onunla sürdüreceğiz. Halkın iradesi mi, yoksa yargıyı tehdit unsuru gibi kullananlar mı daha güçlü çıkacak, bunu hep birlikte göreceğiz. Siyasette halkın gücünün asla üstesinden gelinemez” değerlendirmesinde bulundu.

Tezcan, Erdoğan'ın siyasi galibiyet elde etmek için siyasi olmayan alanlara yöneldiğini ve geçmişte kendisine uygulanan vesayet yöntemlerinden çok daha fazlasının günümüzde uygulandığını ifade etti.