Bana Bu Cenazeyi Lütfeder misiniz? romanı, birçok kişinin hayalini gerçekleştirerek İstanbul'dan sakin bir Ege köyüne göç eden Esin’in yaşadıklarını anlatıyor.
Mizahi bir dili olan, ilgi çekici betimlemelerle zenginleştirilmiş, temposu giderek artan ve okuyucunun dikkatini çeken bu etkileyici eser, hem bir göç hikayesinin izinde hem de gizemli bir cinayet soruşturmasına katılma fırsatı sunuyor.
Edebiyat dünyasının önemli isimleriyle çalışan Didem Ünal Demir, sahip olduğu bilgi birikimini romanında ustalıkla işliyor. Kitabın editörlüğü ise yayınevimizin saygın yazarlarından, ödül sahibi Fatih Gezer’e ait. Okurla titiz bir şekilde buluşturulan Bu Cenazeyi Bana Lütfeder misiniz? samimi üslubu ve güçlü anlatımıyla göz dolduruyor.

Sayfa Sayısı: 224
HIZ KESMEYEN BİR ROMAN
Edebiyatımızın kıymetli yazarlarının editörü olarak bilinen Didem Ünal Demir, bu kez kendi eseriyle karşımıza çıkıyor. Dikkat çekici dili, sürprizlerle dolu kurgusu, canlı karakterleri ve sürekli artan temposuyla bu eğlenceli hikaye, kendini hemen hissettiren bir yazarın müjdecisi oluyor. Demir, okurlarını bir göç macerasına çıkarırken gizemli bir cinayetle yüz yüze getirmek üzere son satırına kadar merak etmeye, düşünmeye ve eğlenmeye davet ediyor: Bana Bu Cenazeyi Lütfeder misiniz?

"HAKKINIZI HELAL EDİYOR MUSUNUZ?"
İstanbul'un karmaşasından, gürültüsünden, yüksek maliyetlerinden ve fay hatlarından uzaklaşarak Ege'deki sevimli bir köye yerleşen Esin, umduğu huzuru bulmanın sandığı kadar kolay olmadığını anlayacak. Sakin bir yaşam arayışı içinde olduğu yerde, meraklı komşularla, karmaşık ilişkilerle ve beklenmedik bir cenaze merasimiyle karşılaşmaktan kaçamayacak. Peki, sadece dedikoduların peşini sürerek bir cinayeti aydınlatmak mümkün mü?
Hepimizin düşündüğü gibi ölümü aklına bile getirmeyen, belirsiz bir gelecekte huzurlu bir yaşlılık dönemi geçirip, sıcak yatağında muhtemelen uykusunda hayatını kaybedeceğine dair umudu olan Ramazan Efendi’yi zehirleyen başka sırlar var mıydı?
Sikkeli Mezarlığı’nda “Hakkınızı helal ediyor musunuz?” sorusuna duygu eksikliğiyle yanıt verenlerin kalbinde neler saklıydı? Dolaşık bir yaşamı olan Ramazan, Ballıbok Ramazan ve Metelik Ramazan gibi farklı lakaplarla anılmasına rağmen neden mezarında bile huzur bulamadı; şu an morgun soğuk hava bölümünde ayak başparmağına etiket takılı bir halde yatıyor?